Anneliğin Kendine Has Öyküsü ve Doğum Sonrası Depresyon

 

ANNELİĞİN KENDİNE HAS ÖYKÜSÜ VE DOĞUM SONRASI DEPRESYON

Güzel bir bebeğiniz oldu ve böyle bir zamanda neşeyle dolu olmayı bekliyordunuz. Ama bunun yerine korku, şüphe, üzüntü ve kafa karışıklığıyla bunalmış durumdasınız. Özellikle ilk birkaç ay kendinizi bunalmış hissetmeniz tamamen normal: ailenize yeni bir üye katıldı, fazla uyuyamıyorsunuz ve üstesinden gelmeniz gereken çok şey var.

Pek çok kadın anne olmadan önce bu yeni rolle ilgili birtakım ideallere ve beklentilere sahip olur. Bu rol geçişi gerçekleştiğinde ise bebeğin anneye, aileye getirdiği olumlu duyguların yanında ebeveyn olmanın ne anlama geldiği gerçeğiyle karşılaşılır.

 

Ben Böyle Hayal Etmemiştim! 

Anneliğe dair sahip olunan beklentiler ile mevcut gerçeklik arasındaki boşluk, annelik sürecine nasıl uyum sağladığımızı etkileyebilir.

Taze anneler, anneliğe uyum sağlamakta zorluk yaşayabilmektedir. Bu durum “başarısız olma” veya “yeterince iyi bir anne olamama” anlamına gelmemektedir. Annelik sıklıkla bizlere söylenenin aksine, salt içgüdüler dizisi değil, zamanla öğrendiğimiz bir dizi becerilerdir.

Bu yeni role uyum sağlamakta zorlandığınızı kabul etmek; sizi şükürsüz bir insan yapmaz veya çocuğunuzu sevmediğiniz anlamına gelmez. Çocuğunuzu sevebilir, ona değer verebilir, ve aynı zamanda bu yeni role uyum sağlamakta güçlük çekebilirsiniz. Bunların hepsinin bir arada yaşanması mümkün ve doğaldır.

Bazen annelik rolünüzü veya getirdiği sorumlulukları sevmiyor olabilirsiniz; unutmayın, bu durum çocuğunuza olan sevginizden bağımsızdır.

 

Her Daim Çiçek Açmanız Gerekmiyor! 

Peki Bunları Anladım Ama Neden Böyle Hissediyorum?

Anneliğin hayal ettiğiniz gibi olmaması, beklentilerinizin karşılanmamış olması, anlaşılmamak, ve artık anne olarak bir rol değişimi yaşıyor olmak; sizi “doğum sonrası depresyon” dediğimiz duruma taşımış olabilir. Aslında bu çok fazla konuşulmayan fakat klinik pratiklerimizde sıkça karşımıza çıkan bir durumdur. Çok fazla konuşulmaz çünkü toplumumuzda annelik rolü; katı, keskin ve net ifadelerle tanımlanmıştır. Bu tanımın dışına çıkan duygularınızı, düşüncelerinizi kimseyle paylaşmak istemezsiniz, yanlış anlaşılacağınızdan korkarsınız.

Bütün bu beklenmeyen ve olumsuz duyguları yaşayan ve anlamlandıramayan anneler; aslında yalnız değilsiniz! Bu durum bilindiğinden sık yaşanır ve yazımın başında da ifade ettiğim gibi, sizi kötü bir anne yapmaz, yapamaz! Çünkü siz sadece, tedavisi olan ve “doğum sonrası depresyon” olarak adlandırılan bir ruhsal durum içinde olabilirsiniz.

 

Doğum Sonrası Depresyonun Belirtileri Nelerdir? 

                   

   * Depresif (çökkün) ruh durumu

   * Şiddetli duygu durum değişiklikleri

   * Sık sık ağlama

 

* Bebekle bağ kurmakta zorlanma

* Sevdiklerinizden uzaklaşma

* İştah kaybı ya da normalden fazla yeme

* Uykusuzluk ya da çok uyuma

* Bitkinlik ya da enerji kaybı

* Daha önce keyif alınan aktivitelere azalan ilgi

* Yoğun asabiyet ve öfke

* İyi bir anne olamama korkusu

* Değersizlik, utanç, suçluluk ya da yetersizlik duyguları

* Odaklanma sorunu

* Günlük işleri yapabilme becerisinde azalma

* Şiddetli endişe ve panik ataklar

* Kendinize ve bebeğinize zarar verme düşünceleri

* Tekrarlayan ölüm ve intihar düşünceleri

Bu belirtilerden bir ya da birkaçının sizde bulunması ile elbette “doğum sonrası depresyon” durumunu yaşadığınız sonucuna varılamaz. Örneğin; bebeğinizin bakımı ile ilgileniyorsunuz, tabi ki bitkinlik hissedeceksiniz. Bebeğinizi iki saatte bir emziriyorsunuz, tabi ki uykusuzluk çekeceksiniz. Burada belirleyici olacak olan; bu durumları ne yoğunlukta, sıklıkta yaşadığınız ve bunların günlük yaşantınızı ne derecede etkilediğidir. Dolayısıyla; belirtilerden bir veya birkaçını yaşıyorsanız; özellikle “kadın ruh sağlığı” alanında çalışan bir psikiyatri uzmanı veya psikoloğa başvurunuz.

Yine de size bu süreçte destek olacak önerilerde bulunmak isterim. Umarım bu önerilerim size daha iyi hissettirir. Ancak belirtmek isterim ki bu öneriler hiçbir zaman doktorunuzdan alacağınız tedavi ve tavsiyelerin önüne geçemez. Öneriler yalnızca tedavi planınız oluşturulana kadar size destek olma ve tedaviye iyi bir zemin hazırlama amaçlıdır.

  • Gerçekçi beklentileriniz olsun. Yeni bir bebeğiniz olmasına alışıyorsunuz, kendinize her şeyin mükemmel olması konusunda baskı yapmayın.
  • Kendinize zaman ayırın. Bebeğinize bakacak birini ayarlayın ve kendinize “ben vakti” yaratın. Evden çıkın ve sizi rahatlatacak bir şeyler yapın. (Annelerinize ve kayınvalidelerinize bu konuda güvenebilirsiniz ;))
  • Sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturun. Günlük rutininize hafif bir egzersiz ekleyin. Örneğin bebeğinizle yürüyüşe çıkın. Ayrıca yeterince dinlenmeye ve sağlıklı yemeye çalışın.
  • Sosyal çevrenizle bağlantı kurun. Kendini soyutlamak, bazı yeni anneler için sorunlar yaratabilmektedir. Sevdiklerinizle hislerinizi, diğer annelerle ise deneyimlerinizi konuşun.
  • Yükünüzü paylaşın. Sevdikleriniz yardımcı olmaktan mutluluk duyacaktır. Bazen tek gereken yardım istemektir! Bir mola size ihtiyaç duyduğunuz nefes alma fırsatını sağlayacaktır.
  • Doktorunuzun önerilerine uyun. Kendinizi daha iyi hissettiğiniz için tedaviyi bırakmayın; çünkü tedaviyi yarım bırakmak, yaşadığınız ruhsal zorlanmaların tekrarlanmasına neden olabilir.

 

Özetle;

* Doğum sonrası yaşanabilecek depresyonun geçici olduğunu, tedavisi olduğunu ve tedavinin işe yaradığını bilelim. Dolayısıyla paylaşalım, yardım isteyelim, destek alalım.

* Toplumumuz her ne kadar anneliği katı sınırlarla yüceleştirerek tanımlasa da, kendimizin mevcut annelik deneyimi bu tanımlamanın dışına çıktığında kendimizi yargılayıp suçlamayalım.

* Her bir annelik öyküsünün kendine has olduğunu ve hislerimizin insani olduğunu kendimize sık sık hatırlatalım.

* Unutmayalım değişim dilde başlar!

* Unutmayın yalnız değilsiniz!

 

Uzm. Psk. Burak İyidir